Sosyo-Kumbara


*Vicdan ve Tanrı aynı dili konuşur.

* Zekan seni ayrıcalıklı kılar, ancak insanlar arasında ayrım yapma hakkı vermez. 

*İnsanlık sonradan edinilen bir statü değildir. Doğuştan sahip olunan ve korumakla görevlendirildiğin tek statüdür.

*En emin olduğunuz an da bile, Tanrı'nın varlığını unutmamak gerekir. 

*Bir çocuğun gözlerinde gördüğünüz ışıltıyı bir yetişkinin gözünde görebiliryorsanız, o insanın elini sıkı tutun. Çünkü o iyi bir insandır.

*Kalp atışını duyduğun zaman, anı yaşadığın zamandır.

*Egosu ve kibri arasında kalıp hayatı kaçıran insanlara üzülüyorum

*Bildiğiniz herşey anlamını yitirdiğinde sakın korkuya kapılmayın. Çünkü kaybettiğiniz herşey için Tanrı daha geçerli ve daha özel anlamlar hazırlamıştır.

*Hayatta herşeye mağzeret bulan ınsanlar, yaşamın en steril yerinde sırt üstü yüzdüklerini sanırlar. Birilerinin onalara şunu hatırlatması gerekir; sırt üstü yüzen ne ufku görebilir ne de karayı.

*Kuşkusuz dünya; size fayda sağlayacak şeylerle donatılmıştır. Ancak şuradaki ince cizgiye dikkat etmek gerekir; yaşamak için mi faydalanmalı, yoksa faydalanmak için mi yaşamalı ? 

*Eğer tekbir ormanın varsa ve yanıp kül olmuşsa;yapman gereken kolları sıvayıp yeni tohumlar ekmek olmalı.

*Karşındaki sana aşıksa bu seni yanıltmasın, hoşgörüsüz ve adeletsiz aşk sadece ömür çürütülür.

*Sevgi idrak edemeyeceğimiz mükemmel bir panzehire dönüşüyor inanmakla birleştiğinde...


*Bimem kaç küsür milyar arasından O'na rastlamak ve yine aynı milyar küsürde küsürat bir yanlızlığa dahil olmak. Hiç adil değil.


*Aşk ucucu birsey o gidince geriye sevgi kalıyor. İnsan sevgisi.


*Tanrının kariyerler ile ilgilendigini sanmıyorum. Bu yüzden önce edepli olma gayreti olmalı insanda.
*Kusursuzluk, kusur sahiplerini oyalamak için uydurulmuş bir ütopyadır.

*Kalp gözünüzdeki optik problem, yanılgılarınızı tekrar etmediğiniz sürece iyileşebilir.

*"İnsan bilmediğinden meshul değilmiş." eyvalah da salağa yatanlar var onlara ne olacak acep ?

*Dünyanın kozmopolit bir yapısı var derken şunu kastetmiş olabilirler mi acaba? Bir tarafta kibrin nirvanasına ulaşmış insanlar , bir tarafda da mütevaziliğinin farkında bile olmayan ışık yüzlü insanlar var.

*Dünyanın kaç bucak olduğunu bilmiyorum ama sevginin uçsuz bucaksız olduğunu iyi biliyorum.

*Yumurtanın sarısını ayırmaktan daha kolay artık insanları ayırmak ya da ayrımcılığa ortak olmak.


*Doğanın dengesi öyle bozulduki;
nitelik sahibi olmadan nicelik sahibi olmaya kalkıyor insanlar. Tuhaf, trajik, yer yerde üzücü birşey insanın, önce kendini sonrada Tanrıyı kandırmaya kalkması.



*Eskiden; hata bende ben çok önemsiyorum insanları onlarda tepeme çıkıyor der, sonrada kıymet bilmedikleri için üzülüp kırılırdım. Şimdi bu tespitimi başka bir farkındalıkla değiştiriyorum.
Ben olması gerekeni yapıyorum aslında. Herkesin başımın üstünde yeri var deyip koyuyorum. Kibrinden ve yükseklik korkusundan oradan hoşnut olmayıp, ayağımın altına kadar inmek onların tercihi. buna üzülmüyorum artık. üstlerinden atlayıp yoluma devam ediyorum. Çünkü herkes layık olduğu ve rahat edeceği

yeri gayet iyi biliyor.


*İnsanların değişmesini beklemek, otobüs durağında vapur beklemek gibidir. İnsanlar değişmez sadece -miş- gibi yaparlar.
 
*Yalnız kalmaktansa yalancı olmayı seçiyor insanoğlu. Hem kendine hem diğer herkese hatta Tanrı'ya da söylüyor o yetersizliğini yamalamaya çalıştığı yalanları.

*Kurumuş ve çürümüş otlardan oluşmuş birşeye bağımlı olmak aklın ve bedenin ortak aciziyetindendir ve mağlesef buda sonradan edindiğimiz huylardan sadece biri. Merak ettiğim bir şey var; Ay'a seyahat düzenleycek kadar zeki ve donanımlı bir varlıkken, komik şeylerden medet umduğumuzu gören Tanrı acaba ne düşünüyordur?

*İnsanın kıt olduğu zamanlar gelince, dinlemek ve anlatmak yetersiz geliyor, Okuma-yazma bundan önemliymiş.Yaşamın ağrılarını hafifletiyor biraz.

*En güzel çocuklar güler birde içindeki çocuğa sahip çıkanbilenler.

*İnsanlar değişemez. Sadece kendini kandırmanın farklı yollarını bulur. Zamanla kolay avunur hale gelirler ama asla tatmin olmazlar.

*Tabiki herkes aşık olabilir ama herkes sevmesin arkadaş! Sevmek aşka göre daha elit birşey. asaletini kaçırıyorlar. Külliyen ziyan.

*Bazen etrafımda olanlara ağzımla gülmek yeterli gelmeyebiliyor.


*Tam gaz ilerleyen bir zaman, durmadan değişen bir dünyanın içinde; bugünün pazartesi olmasının ne farkı var. Bugün günlerden"Bugün" iyi yaşayın.

*Şu hayatta herkese bir şans anahtarı vermiş yaradan ama bazılarının ki resmen maymuncuk gibi.

*Alışmak ve kabbullenmek insana verilmiş iki büyük nimettir.


*Birgün; "O" diye biri gelir, hayatındaki bütün isimlerin ve bütün boslukların zamiri gibi, herkes ve hersey oluverir birden.

*Tanrı bazen; siz mutlu olun diye güneşli bir gün ve yine sırf siz mutlu olun diye her sabah güneşi getiren birini yaratır.

*Çok kızınca küfredebiliyorum ama çoktan da çok kızsamda nefret edemiyorum bu nasıl bir ruh özürüdür.


*Herşeyi bildiğini sanmak, her çağın kronik bir hastalığı olsa gerek

*Hayatımın peyzaj günlüğü: Eskiden ne gereksiz insanlar dediğim meğer gübre niyetine kullanılıyormuş. Ölmeden güzel bir bahçem olacak sayelerinde.

*Bazılarına döve döve sevmeyi öğretesim geliyor bazen.

*Gözlüğüm kırılmasın diye verdiğim mücadeleyi kalbim içinde verseydim hayatım dahada güzel olurdu.


*Dede Sözü : "Benim aynadaki yüzüm bile arkamdan konuşuyor. Bu devirde arkadaşınım diyene çok güvenme evlat..."

*Babalar; baba gibi, Anneler; anne gibi kokmalı. Winston light ya da marlboro gibi değil.

*Kalıplaşmış hayatlar,ezberci bir zihin, olura olmaza şikayetci bir sürü dil... Sanırım senelerdir gözümde katarak etkisi yaratan şey buydu.

*Umut geri dönüşümlü birşeymiş. Eskiyi veriyorsun yerine yenisi geliyor.


*Çok kazık atan mı bilir, Çok kazık yiyen mi? ata sözleri her 7 yılda bir güncellenmeli, bunun içinde yasa istiyorum yapsan ya devlet baba nolur.

*Bana 1 adım gelirse 10 adım gideceklerim ile bana 1 adım gelirse 10 adım geriye gideceklerim arasındaki tek fark güvendir. Ya kendime güvenmem ya onlara...

*Kalıplaşmış hayatlar,ezberci bir zihin, olura olmaza şikayetci bir sürü dil... Sanırım senelerdir gözümde katarak etkisi yaratan şey buydu.


*Dünya; birinden nefret edip istemeyeceğim kadar benim olmadı. Olmasında.

*Bu ilhamda hep olmadık zamanlarda gelir, yani zamanın olmadığı zamanlarda.


*"....... kadar" diye bir ölçer, sevgi için kullanılıyor ise orada tüccar vari bir hesap vardır. Durup birkez daha düşünmeli insan çünkü er-geç ölçülen bir şeyin bedeli istenir.

*Ne ilginç "Bende seni" bazen bütün kaçamak yanıtların gizli öznesi olabiliyor.

*Dilinizin ucunda siyah beyaz bir sözcük duruyorsa eğer sakın söylemeyin, yeni boyadım düşlerimi. dünya gibi renkli ve ahenkli.

*Sen hayata boşver o sana eli kolu dolu gelir.

*Zaman dediğin nedir ki; ben ona boşver derim, o herşeyi gerimde bırakır.


*Uyuyan güzel masalındaki hatun gibi güzel ülkem. İlle biri öpecek ve kendine gelecek. Anlayamadım nedir bu öpücük merakı? 


*Dünden, yarında, hatta bugünden daha gerçek olan şey şu andır.

*Bana sakın "Benim kaderim böyle" diye ağlamasın kimse. Savaşın, kıtlığın, açlığın, zulmün ve afetin ortasında doğmaktır kader. Sıradan koşullarda doğup, sonradan yaşamayı beceremediğimiz için
cehennem dönüştürdüğümüz hayatlar değil. 

*Sevgi cebinizdeki tek açık çektir. 


*Götürü usulü yaşayan insan oğluna duyrulur; Helâl olmayan şey afiyetle değil afetle sonuçlanır.


*Güven değiş tokuş edilen birşeydir ve zekalar susar sezgiler konuşur. 

*Hayat ezbere değil doğaçlama oynamanız gereken bir tiyatrodur. Roller bellidir, replikler sizin  meziyetinize kalmış.


*Aşkına ömür biçmeyenin sevgilisi, ölümsüzdür.


*Herkes doğuştan marjinaldir. Bu farkı keşfetmeden olmaya çalıştıkları şey paylaçoluğa giriyor.


*Bazı konularda; birilerine haksızlık yapmaktan kaçınırken, en büyük haksızlığı kendimize yaptığımızı fark ederiz.

*Karar verirlen yavaş akan bir dere gibi olmalı insan, kararını uygularken bir nehir kadar haşmetli, sonucu beklerken ise bir göl kadar sakin. Başarınızın berraklığı akışınıza bağlıdır.


*Aşk bulaşıcı olmayan bir tür virüstür. ilk evrede duyularınızı etkiler,  körlük ve sağırlığa neden olur. Son evrede ise beyin hücrelerinize etkiler, düşünme ve algılama eksikliğine neden olur.


*Ön değer de ön yargı gibi yanıltıcı ve tehlikelidir. 


*Hayatımı bir anfi tiyatroya benzetirim. Bazen sahneden bakarım insanlara bazen en yüksekteki son koltuktan. Yüzlerine bakıp adam dediklerime enselerinden bakıp birşeye benzetemediğim olur. Yanıldığımı düşünüp kederlenmem, farkedebilmenin keyfine bakarım. Er yada geç görebilmek güzel bir nimet diye şükrederim ya hep kör kalsaydım.


*Önce ayakların yerden kesilir, kalp atısın hızlıdan yavasa dogru ilerler, karın boslugun karıncalanır, göğüs kafesin herzamankinden fazla oksijen alır, derin nefes alınca oksijenle birlikte bütün güzel duguları icinize doldurursunuz. Bu ruhsal boyutun adı HUZUR dur.


*Aşk lezzetli birşey, kesinlik benim damak tadıma hitap ediyor .


*Buraya kadar dediğim an ile hayret ettiğim an arasındaki şey, mücizevi bir şeydir.


*Asla demek şeytana afilli bir davetiye göndermektir.O napar eder odavete katılır.


*Ar damarım Şah damarımdan önce gelmeli ki insanım diyeyim. 


(Sosyo-kumbara şahsıma ait yaşam deneyimlerinin yazıldığı bir sayfadır. alıntı cümle ve yazılar içermez.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder